MAR AHRON Manastırı/Kilisesi ELAZIĞ Baskil 21.12.14
Suyatağı Köyü; ilk tunç çağına uzanan yerleşim izlerine rastlanmıştır. Karakaya baraj çalışmaları sırasında çıkan kalıntılar, özellikle Fırat havzasına birçok kavimlerin yerleştiğini göstermektedir. Elde edilen bilgilere göre Hititler burada uzun süreli hakimiyet kurmuşlardır. Daha sonra Asur ve Makedon istilası başlamıştır. En son Romalılar ve Bizanslılar hakim olmuşlardır.
Suyatağı köyü ve çevresinde İslamiyet’in hakimiyeti ilk olarak Sasaniler döneminde başlar. Daha sonra, Selçukluların Anadolu’yu ele geçirmesiyle Baskil ve yöresi uzun yıllar Artuklu Beyliğinin egemenliği altında kalmıştır. Yavuz Sultan Selim’in 1514 yılında düzenlediği doğu seferi sırasında Osmanlı İmparatorluğuna bağlanmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Harput’a bağlı bir köy olarak yönetilmiştir.Cumhuriyet döneminde bir süre Arguvan ilçesine bağlanmıştır.
1950 yılına kadar Muşar bucağına bağlı bir köy iken daha sonradan Aydınlar bucağına bağlanmıştır.
Günümüzde Suyatağı köyü, Elazığ ilinin, Baskil ilçesine bağlı olup dört mezradan (Kale, Çevreköy, Aksakal, Arapuşağı) oluşmaktadır.
Tarihi eser olarak, Muşar (Kılise-Mukaddes Dağı) dağında, günümüze kadar özelliklerini koruyan bir manastır (Mar Ahron Manastırı) mevcuttur.
Manastırın etrafında birçok mezar bulunmaktadır.
Ancak Manastır hazine arayıcıları tarafından tahrip edildiğinden dolayı fiziksel görünümünü kaybetmiştir.
Kale mezraası sınırları içerisinde yer alan Kale adlı merkeze Selçuklu Sultanlarından İzzeddin Keykavus, kardeşi Alaeddin Keykubat'ı Ankara Kalesi'nde yakalayarak Malatya'nın doğusundaki Muşar Kalesi'ne gönderir. Muşar Dağındaki Mar Ahron manastırının altındaki Masara (Muşar) Kalesine mahpus edilmiştir.
Mamıraş mezrası sınırlarında yer alan Haraba'da, Arapuşağı mezrası sınırlarında yer alan Koson'da eski yerleşme kalıntıları bulunmaktadır.
Kale mezrası sınırları içerisinde ise Abdulvahap gazi ziyareti bulunmaktadır. Türbe genel olarak ilkbahar ve yaz mevsimlerinde ziyaret edilmektedir. Bu türbenin halk arasında sözlü olarak anlatılan efsaneleri vardır.
çekimler için avukat selahattin sarıoğluna teşekkürler